[email protected]
Düdüğü, yaşantımızda bizlere yön veren uyaran nefesli bir alet olarak biliriz.
Askeri eğitimde yürüyüş ritmini sağlar.
Polis çaldığında trafikte yol akışını sağlar.
Bekçilerin gece sesinin duyulmasını sağlar.
Hakemlerin maçlarda yönetimini sağlar.
Baktığımızda;
Düdüğün bizim için her anlamda ikaz eden, yön verici özellik taşıyan bir alet olduğunu görüyoruz.
Neden bunları yazıyorsun, biz zaten biliyoruz diyeceksiniz ama...
Benim söylemek istediğim şudur:
Hayatımızın içinde olan, bizleri uyaran, yön veren üflemeli alet düdüğün kutsal görevlerde kullanıldığını bilen, saygı gösteren, itibar eden bir vatandaş olarak soruyorum.
Düdük çalacak kişilere müsabaka anında sporcuların emeklerine saygı duyacak, hak hukuk sağlayacak, vicdan dersi veriliyor mu.
Türk sporunun hakem kurullarındaki yöneticilerimizden ricam.
Lütfen ‘düdük’e, düdük gözüyle bakmayın.
Üflendiği zaman kime nasıl üfleniyor ona bakın.
Düdük çalınır ağlarsın, düdük çalınır gülersin.
Onun için üflenen her düdük anlamlı olduğu için, düdük üfleyen (çalan!) hakemlerin çalarken hak çalmamasına dikkat ediniz.
‘Düdük’ü hak edene hakkıyla teslim etmek sizin elinizde.
Temennim..
Yapılan tüm spor müsabakalarında, son ötmesiyle şampiyonları belirleyen DÜDÜK kutsal olmalı.
Düdük çalan ise ADALETLİ olmalı.
Herkese saygılarımla…