Diyanet;
2021 yılı fitre miktarını belirledi.
Bu yılın fitresi asgari 28 lira olarak açıklandı.
Evet!
Yanlış duymadınız.
Varlıklı olanların ramazan ayı içinde yoksullara vermesi buyrulan fitre için bu yıl belirlenen rakam bu.
Kişinin bir günlük iki öğün normal gıda ihtiyacını karşılayacak şekilde hesaplanan rakam böyle.
Tüm gıda ürünlerinde artan fiyata rağmen öngörülen 28 lira, muhtaç bir kişinin 2 öğün karın doyurmasına yeter mi yetmez mi orasını artık siz düşünün.
Şunu hemen belirteyim.
Rakam en az verilmesi gereken miktar.
O yüzden siz cömert davranın ve gücünüz nispetinde bir ücret verin.
Peki;
Geçen sene kaçtı?..
27 lira olarak gösteriyor kaynaklar.
2019’daki rakamı hatırlayalım.
23 Türk Lirası...
2018’e bakalım...
19 lira olarak görüyoruz.
2017’de ise 16 liraymış.
Geçmiş yıllarda 3-4 liralık artış yapılmışken, bu yıl neden sadece 1 lirayla sınırlı kaldı.
Şimdi bundan şöyle bir sonuç çıkartabiliriz.
Ya ülkemizde refah seviyesi çok yükseldi.
Ya da hesaplamada bir yanlışlık yapıldı.
Gelin şimdi birlikte de bir hesap yapalım!
Yazımın başında da belirttim.
Fitre miktarı, kişinin 2 öğün karnını doyurmaya yetecek miktarda olmalı.
İnsan sormadan edemiyor.
Bu rakam neye göre hesaplandı?
Efendim;
Bursamızın meşhur çorbacıları var.
Bir tas çorbanın fiyatı kiminde 30, kiminde ise 20 lira.
Fitreyi alan damak zevkine düşkünse bu parayla mümkün değil iki öğün yiyemez!
Esnaf lokantası ararsa, belki ucuza içer çorbayı.
Onda da pazarlık yapmak zorunda kalabilir!
O halde;
Bu yıl fitredeki artışın sadece 1 lira olmasını mümin kardeşimi pazarlığa teşvik diyebilir miyiz?
Dinimizde pazarlık sünnet ya!
O yüzden bunu soruyorum.
Sıkı bir pazarlık yap, hem karnını doyur hem de sünnet sevabını kap!
Bakınız;
Bununla ilgili yazı hazırladığımı duyan bir dostum da bana yardımcı olmak adına üşenmemiş market fiyatlarını araştırmış.
Hazır çorbadan söz etti.
Marka yazmam doğru olmaz.
1 lira 95 kuruşa hazır çorba satıldığını söylüyor bana.
Rakamı kabaca 2 lira olarak düşünelim.
Ucuz esnaf lokantası aramak istemiyorsan alacaksın hazır çorbayı kendin kaynatacaksın tencerede!
Şunu da belirtmek istiyorum.
Bu rakamlar belirlenirken toplumun her kesiminin gelir düzeyine de bakılmış olabilir.
Örneğin;
Asgari ücretle çalışan bir vatandaş düşünün.
Mazeretinden dolayı orucunu tutamadı.
Bu durumda ne yapması gerekiyor?
Tutamadığı günlerin karşılığında 28 lirayı tutamadığı oruç günü sayısıyla çarparak ödeyeceği miktarı bulacak.
Diyanet rakam yüksek tutsaydı ödemekte zorlanabilirdi.
Bu da madalyonun bir diğer yüzü bence.
Ne diyeyim!
Rabbim akıbetimizi hayreylesin!