Yazdığımız tarih: 7 Eylül 2018
Bursa…
Cennetten bir köşe.
Beton dökersiniz, asfalt yaparsınız, parke döşersiniz.
Üzerine fabrika yaparsınız.
Altından çıkar yeşillikler.
Bakın adım attığınız kaldırımlara.
Betonu, asfaltı, parkeyi delip çıkmıştır yeşillikler.
Keserler ağaçları, yakarlar.
Yok etmek için var gücüyle çalışır hırsızlar!
Çalarlar, yok ederler ağacımı, toprağımı, doğamı.
Benim; çocuklarımın, torunlarımın geleceğini hiç etmek için keserler, yakarlar.
Doğamı, yeşilimi, geleceğimi katlederler.
Birileri göz yumar yeşilin, ağacın, doğanın yok edilişine.
Bazıları ise karşı çıkar.
Yoksulun ekmeğidir o doğa, yeşillik ve toprak.
Bakın…
İşçi, emekçi, köylü karşıdır topraklarına yapılmak istenen fabrikalara.
Bir eylem yapmak ister; emekçi, işçi, köylü.
Dur!
Derler.
Set çekerler kendi topraklarında işçimin, emeklimin, köylümün önüne.
Dayak yerler, yerlerde sürüklenirler.
Nedir amaçları o insanların?
Birinci sınıf tarım arazilerinin yok edilmemesi.
Karşı değillerdir fabrikaya, yeni tesisler yapılmasına.
Bizim gibi insanların tek isteği vardır…
Birinci sınıf tarım arazilerine kondurulmasın fabrikalar, tesisler.
Bu ülkenin büyümesi için sanayiye de gereksinim var.
Ancak…
Kimse göz yummamalı.
Bursa’da ve ilçelerinde o kadar çok birinci sınıf tarım arazilerine kurulan tesis var ki.
Görmemek, üzülmemek için duygusuz ve kör olmak gerek.
Bir bakın Bursa ve Susurluk arasındaki sağlı sollu alanlara.
Ve özellikle Mustafakemalpaşa’nın Güllüce Mahallesi karşısındaki fabrikalara, tesislere.
Nereye kurulmuş? Nasıl kurulmuş?
Kıymayın ağalar, beyler.
Yok, etmeyin toprağımızı.
Paranın yeşili için, doğamızın yeşilini katletmeyin.
Eyyy…
Siyasi parti il, ilçe başkanları.
Eyyy…
Bursa’nın 20 milletvekili.
Seçim önü verdiğiniz sözleri yerine getirin.
Sahip çıkın Bursa’ya.
Sahip çıkın doğamıza, toprağımıza.
Bakın ne diyor Hz. Ali bir sözünde…
"Tarımla uğraşanlar devletin servet kaynağıdır ve bir servet gibi korunmalıdır."
Toprağımız korunmalı ki, servetimiz artsın.
******************************************
Yazdığımız tarih: 6 Mart 2022
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneği Bursa Şubesi Başkanı Esra İnhanlı bir açıklama yaptı...
"Türkiye deprem kuşağında yer almaktadır. Bir doğa olayı olan depremin afete dönüşmemesi için yapıların ‘Deprem Yönetmeliklerine’ uygun olarak tasarlanması ve uygulama sağlanması çok önemlidir. Özellikle mevcut yapılar gereken risk analizlerinin yapılması ve sonucunda yapının durumuna göre güçlendirme veya dönüşüm noktasında önlemler alınması bir zorunluluktur. Denetim mekanizmasının doğru çalışması güvenli yapıların üretilmesini sağlayacaktır. Son 20 yılda yaşanan depremlerde yapılan tespitler göstermiştir ki 'Denetimli binalarda hasar oluşmamıştır.'"
Hani bir söz var ya...
Neremiz doğru ki, oramız düzgün olsun!
Yüce Rabbim korusun bir deprem olursa ne mi olur Bursa'da?
Onu da kaçak binalara göz yuman, denetim yapmayanlara sorun.
Velhasıl...
Böyle geldik, böyle gidiyoruz.
Yukarıdaki sorulara yanıt arayın dostlar...
Mutlaka belediyelerde çalışan ve inşaat mühendisi tanıdıklarınız vardır...
Bir sorun onlara.
***************************************
Yazdığımız tarih: 30 Ekim 2022
Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek.
“Yeni ‘İmar Affı’ ve denetimsiz yapılar ile toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açacak, doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak popülist uygulamalar yeniden ve sınırsız bir şekilde yürürlüğe sokulmaktadır. 2023 yılında yapılacak seçimler öncesi imar affı konusu yeniden gündeme geldi. 30 Temmuz 2022 tarihinden önce yapılmış tüm yapılara af getirilmektedir. 1999 Marmara ve 2011 Van depremlerinde yıllar boyunca çıkarılan kanunlarla affedilen kaçak yapıların çoğunun yıkılması ve binlerce yurttaşın hayatını kaybetmesine rağmen; Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve Milletvekilleri Genel Seçimi sürecine girilen günlerde ‘İmar Barışı’ adı altında yeni bir imar affı yürürlüğe sokulmuştur. Bugüne kadar; afete maruz kalabilecek bölgelerde veya dere yataklarında olup olmadıklarına; kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilip edilmediklerine bakılmaksızın; 3 milyon 119 bin 947 kaçak ve imara aykırı yapı için 26 milyar 151 milyon 389 bin 263 TL yapı kayıt belge bedeli alınarak yurttaşlara riskli yapıları kullanma izni verilmiştir. Yapı güvenliği olmayan, planlama, mimarlık ve mühendislik süreçlerinden geçmemiş, teknik olarak sağlık ve güvenlik koşulları belirsiz toplam 7 milyon 393 bin 413 bağımsız bölüme belge düzenlenmiştir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kaçak ve imara aykırı olduğu belgelenen bu yapıların depreme dayanıklılıklarının denetlenmediğini itiraf etmiş ve sorumluluğu yapı sahiplerine bırakmıştır. Ülkemizde şimdiye kadar çıkarılan tüm imar afları; mevcut iktidarların seçim dönemlerinde ekonomik gelir ve oy elde etmek amacı ile gündeme getirilmiştir. Yurttaşların mağduriyeti gerekçe gösterilerek gündeme getirilen 'imar affı' ile kıyı alanları, tarım arazileri, orman alanları, içme suyu havzaları ve tarihi, doğal, arkeolojik sit alanları üzerine inşa edilen bina ve tesisler dâhil olmak üzere, bütün kaçak yapıların yasal hale getirilmesi söz konusudur. Yeni “İmar Affı” ve denetimsiz yapılar ile toplumun sağlığını ve can güvenliğini tehlikeye atan kentsel gelişmelere yol açacak, doğa olaylarının afete dönüşerek pek çok insanın hayatını kaybetmesine neden olacak popülist uygulamalar yeniden ve sınırsız bir şekilde yürürlüğe sokulmaktadır. Oysa topraklarının tamamı depremsellik koşullarında olan Türkiye’de, deprem nedeniyle ortaya çıkan toplumsal ve ekonomik kayıplar, ciddi önlemler alınmasını gerektirmektedir. "
Geçmiş yıl...
Yine bir seçim önüydü ve bir siyasi parti il başkanına söyledim.
"Lütfen mecliste imar affı çıkarmayın. Ülkemiz deprem kuşağı içinde günaha girmeyin. Ayıp, günah."
Yanıtı ne oldu biliyor musunuz?
"Kayhan Abi yapma! Seçim zamanı oy lazım bize!"
Bir oy ve yukarıda örnekleri ile açıklanan acı gerçekler.
Yazıklar olsun böyle yanlış işler yapanlara.
Bir de halk için çalışıyorlar öyle mi?
Ne diyordu Rahmetli Erbakan?
"Haydi oradan sizi gidiler sizi"
Çok sık yazdım.
Her siyasi ve yetkili bürokratlarla görüştüm, anlattım.
Umurlarında mı?
Hala birinci sınıf tarım arazilerine binalar yapılıyor, hala kaçak yapılar devam ediyor.
Ve yapılan binalar denetimsiz.
Ne yapılıyor her uyarı sonrasında?
Boş konuşmalar.
Fay hatlarının nereden geçtiğini ezberledik te yine de anlatın, depremde neler yapmamız gerektiğini de söyleyin.
Anlatın da asıl önemli olanı konuşun...
Ne yapılması gerek?
Güvenli yapı.
Ne diyor bilim insanları?
Deprem değil, çürük binalar öldürür, sakat bırakır.
Haydi sıkılmayın yazıyı baştan bir daha okuyun.
Ve...
Seçim geliyor; ne olur oy istemeye gelenlere hesap sorun.
Unutmayın biz milletiz, onlar vekil.
Bizde yazdık söyledik, anlattık be dostlar.