Küçük ölçekli işletmeler şehir içinden taşınmadıkça Bursa’nın trafik sorunu bitmez!
BTSO Başkanı İbrahim Burkay meseleye böyle bakıyor.
Başkan Burkay;
Gazetecileri GUHEM’de ağırlarken bir çok önemli konu başlığı verdi.
Soru cevap bölümünü de alırsak 2 saate yakın konuşmanın tamamını buraya sığdırmamız mümkün değil.
O yüzden;
Ben kendi önemsediğim bir iki başlığı ele alacağım.
Türkiye’nin bir çok mega kentinde olduğu gibi Bursa’nın da önemli meseleleri arasında trafik sıkışıklığı var.
Burkay’a göre Bursa’da trafiği sıkıştıran sanayiler.
BTSO Başkanı;
Buna örneği ise İzmir Yolu’ndaki Küçük Sanayi’yi göstererek verdi.
İşte Burkay’ın sözleri:
“Burada çalışanlar keşmekeşin içinde işe geliyor, sonra da evine gidiyor. Aynı zamanda buradaki işletmelere hammadde ve ara mal gelip gidiyor. Bir de, yapılan üretim yine buradan dışarı çıkıyor. İşte, Bursa trafiğinin yüzde 50’si bunlardan kaynaklanıyor.”
Cümlelerinin sonunda…
“Bu kadar net” diye de bir ifade kullandı.
*
Peki;
Çözümü var mı?
Burkay, onun reçetesini de açıkladı:
“Şehrin içinde sıkışıp kalan küçük ve orta ölçekli işletmeleri dışarı çıkarmaktan başka çözümü yok bu işin.”
Gerçi;
Maliyet hesabı yapıldığı için Bursaray’ın inşaat çalışmaları sırasında yer altına alınmamış olmasının bugün yansımalarını görüyoruz.
Şehrin doğusuyla batısını birleştiren tek ana arterde yolun genişletilmesi gibi bir ihtimal asla yok.
Şerit arttırma imkanı olsa bile Burkay’a göre bu trafiği rahatlatmaz!
“Öyle bir hareket yükü var ki bu şehrin içinde. Bursa trafiği öyle tek şerit artırımıyla düzeltilemez” derken gözlemi oldukça yerindeydi.
Dediği gibi;
Büyüyen kentin merkezinde kalan bu işletmelerin üretim yükünü göz ardı etmemek gerekir.
Başkan;
Şehrin trafik yüküyle ilgili sözlerine noktayı “Plan yoksa, şikayet etmeye hakkın yok. Bu kadar basit!” diyerek koydu.
*
3 KRİTER VURGUSU
İbrahim Burkay, İtalya’dan örnekler vererek bir de 3 önemli kriter saydı toplantıda.
Liman, otoban, tren…
Napoli’yi örnek gösterip şunları söyledi:
Lojistik, üretim, ticaret, ara mal, hammadde merkezi var. Serbest Bölgesine, otoban, tren ve limanla bağlantısı var. Gerçi şimdi limanı taşımayı düşünüyorlar şehrin içinde diye. Bizim de kriterimiz belli. Hep söylüyoruz. Bizi limana kavuşturun, otobana kavuşturun, trene kavuşturun.
*
Birkaç önemli başlığı daha özet geçecek olursak:
-Bursa’da işsizlik yok. Fabrikaların tamamı çalışacak insan arıyor. Ama maalesef bulamıyorlar. Çalışmayı sevmiyoruz.
--Bursa’da 3 milyon 170 bin insandan evde oturan 900 binini ekonomiye almamız lazım.
-Bursa, meslek lisesi konusunda güçlü il. Ama, anne baba çocuğunun meslek lisesine gitmesini istemiyor.
-Çalışarak kazanmak istemeyenler, ınstagram yada TikTok’taki fenomenlerin saçmalıklarını yaparak parayı bulmanın derdinde.
- Kimse 50 kuruşa çay, bedava otobüs beklemesin. Sosyal devletlerde kişilerin güvenliği sağlanır, eğitimi ve sağlığı verilir.
*
Canımızı sıktılar!
Ne zaman bir programa katılsam;
Birlikte çalıştığım yada başka medya kurumunun mensubu olsun ayrım gözetmem, gazeteci arkadaşlarıma yapılan nezaketsizlikler beni çıldırtıyor!
Bunun son örneğine İbrahim Burkay’ın sözleri sonrası soru cevap bölümüne geçildiğinde tanık oldum.
Yaşımın ilerliyor olmasıyla (olgunlaşma demem daha doğru) ‘Bende mi bir huysuzluk başladı’ diye düşünsem de…
Mikrofon krizi beni çileden çıkarttı!
Gazetemizin Yazıişleri Müdürü Ali Şahin soru için sırasını beklerken elinden alınan mikrofonun başkasına verilmesini hiç hoş bulmadım.
Dileğim;
Nezaketsiz, can sıkan bu gibi durumlarla bir daha karşılaşmamak.
Böylesi organizasyonlarda görev verilen kişiler konusunda daha seçici olunmalı!