Biliyorsunuz;
İstanbul, 29 Mayıs 1453’te Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi.
Orta Çağı kapatan, Yeni Çağı açan İstanbul’un fethedilmesinin üzerinden tam 568 yıl geçti.
Ve bizler, o günden buyana Fatih Sultan Mehmet’i ve onun muzaffer askerlerini şükranla anıyoruz.
Ancak;
İstanbul’un Fethi'nde adını tarihe yazdıran bir isim daha var.
Anlatayım...
1428 yılında Bursa'nın Uluabat köyünde doğan Ulubatlı Hasan, Fatih Sultan Mehmet'in kumandasında İstanbul kuşatmasına katılan kahramanlar arasında yer alıyor.
Osmanlı ordusu Fatih Sultan Mehmet kumandasında 6 Nisan 1453 Cuma günü İstanbul'u kuşattı. 29 Mayıs 1453 Salı günü de sabaha karşı son saldırı yapılıyordu.
Yeniçeriler arasında iri yarı Ulubatlı Hasan adlı bir asker surlara tırmanmaya başladı. Bir elinde palası, öteki eli ile kalkanını başının üstünde tutarak surların üstüne çıktı.
Onunla birlikte otuz kadar yeniçeri de surlara tırmandı. Ulubatlı Hasan yaralanmasına rağmen, arkadaşlarının da surlara çıkmasına yardım etti.
42 ok yemesine rağmen ilahi gücü, gayreti ve iman yüklü duygularla kalenin surlarına sancağı diktikten sonra şehit oldu.
İşte adını kahraman olarak tarihe yazdıran ULUBATLI HASAN’ı sizlere kısaca anlattıktan sonra kendisini rahmetle anıyorum.
Yazımın başlığına dönecek olursak...
İstanbul’un fethindeki kahramanlar arasında yer alan ve bir anlamda başrol üstlenen Ulubatlı Hasan, ne yazık ki bu anlamlı günde hatırlanmadı.
Uluabat (Ulubat) köyü muhtarı Şevket Aşni’nin kendi sosyal medyasında yaptığı bir paylaşım dikkatimi çekti.
Bakınız muhtar arkadaşım bu paylaşımında ne diyor:
Uluabat köyünden olup köyde anıtı bulunan kahraman şehidimizi her sene pilav dökerek dualar ve mehteran eşliğinde anar kutlamalar yapardık..
Pandemi nedeniyle son iki sene resmi kutlama yapılmaması normaldi.
Lakin bu yıl kutlamaların yapılmaması bir çelenk dahi konulmaması beni üzen taraf oldu.
Uluabat köyü muhtarı ve sakinleri olarak köyümüzün gururu olan şehidimiz Ulubatlı Hasanı biz köylüleri unutmadık, üzerimize düşen görevimizi yerine getirdik,anıt heykeline çelenk koyarak saygı ile andık.
Allah kabul etsin dualarımızı da yaptık.
Helal olsun sana Şevket Aşni!
Ve ben de soruyorum buradan.
Fetih gününde Türk tarihçileri ve şehrimizin ileri gelenleri televizyon kanallarına çıkarak neden Ulubatlı Hasan’ı anlatıp anmazlar?
Telefonla aradığım Şevket Aşni bu duyarsızlığa çok üzüldüğünü ifade etti.
Çok haklı..
Gerçekten üzülmemek elde değil.
Sevgili muhtarıma bize de düşen görevler olduğunu söyleyip, önümüzdeki anma günlerinde Ulubatlı Hasan’ın anıtına birlikte çelenk sunacağımızı ilettim.
Muhtarımız sağ olsun karşı fikirlere açık bir insan.
Düşünce ve önerime sıcak baktı.
Teşekkür ederek en kısa zamanda bir araya gelme temennisiyle birbirimize sağlıklar diledik.
Tarihimize, değerlerimize sahip çıkan duyarlı muhtarımızı tebrik ediyorum.
Ulubatlı Hasan unutulmaz!