Efendim;
Çin’den alınan Sinovac aşısı için aracı firmaya milyon dolar ödendiği iddialarını bilmeyeniniz yoktur.
Kimden gelmişti bu iddia?
Ana Muhalefet Partisi’nden...
Ne denildi?
Aşıdaki aracı firmaya milyon dolarlar akmış.
Rakam devasa.
Elbette sessiz kalınmaması lazımdı.
Muhalefet bunun için var.
Görev gereği bu iddiaların gerçek olup olmadığını sordular.
Ülkenin, milletin menfaati için bu gibi duyumlar ve iddialar ortaya atıldığında muhataplardan yanıt istenmesi çok doğal.
Yani;
Muhalefet olması gerekeni yaptı.
Peki;
Konunun muhatabı kimdi?
Sağlık Bakanlığı...
Sessiz kaldı mı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bu iddialara.
Gündeme düştüğü gibi, ‘açıklayacağım’ dedi.
Ve geçtiğimiz perşembe günü Bilim Kurulu toplantısı sonunda önce kritik toplantıda tavsiye kararları aldıklarını açıklayıp bunları pazartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında toplanacak kabinede anlatacağını söyledi.
Ardından da;
Canlı yayında o iddialara yanıt verdi.
Hatırlayalım dediklerini:
Çin aşısı için hiçbir şekilde aracı firmaya bir kuruş ilave verilmemiştir.
Ve ekledi:
Dünyada aşıyı en ucuza alan Türkiye’dir...
En çarpıcı iki cümlesi işte böyleydi Bakan Koca’nın.
Bu sözleri inandırıcı bulan da olmuştur, bulmayan da.
İfade etmek isterim ki;
Muhalefet görevini yaptı.
Bakan da sessiz kalmadı verdi cevabı kendi doğrusuyla.
Tartışmalar devam eder mi, etmez mi orasını birlikte göreceğiz.
İşin içinde siyaset olduğu için ben bu konuda başka bir şey demeyeceğim.
Görevim siyaset yapmak değil.
Taraf olmak ise hiç değil.
Niye bunları yazdım derseniz!
Geçmişte yaşadığım bir olaydan örnek vermek istedim.
Üretici firmaların ticari hayata bakışını kendi yaşadığım ve edindiğim tecrübeyle aktarayım.
Bursaspor Kulübünün lisanslı ürünlerinin satıldığı Bursastore’nin bir dönem müdürlüğünü yapmak bizlere de nasip oldu.
Günün birinde;
Aldığımız ürünlerin ödemesi karşılığında çek vermek istediğim firmanın muhasebecisi ‘Kusura bakmayın’ diyerek bunu nazikçe kabul etmedi.
Çeklerin geri çevrilmesi ile büyük şok yaşadım.
Öyle ya;
Koskoca bir Bursaspor Kulübü var ve muhatabımız çeki geri çeviriyor.
Muhasebe yetkilisiyle çözüm bulamayacağımı anlayınca patronun yanına gittim ve durumu izah ettim.
Bana kibarca söyledikleri şu oldu:
Bursaspor büyük bir camia olabilir.
Herkes tanıyabilir, ama yarını ne olur bilinmez!
Başkan ve yönetimi değişir...
Sende müdür olarak bu gün varsan, yarın olmayabilirsin.
O yüzden ben kulübün çekini değil, yöneticinin şahsi garantisini alırım.
Bizdeki ticaret prensibi böyle.
Yani garantili ödeme.
Evet evet!
Yazdıklarımda hiçbir abartı yok.
Aynen bu cevabı aldım.
Şimdi bunu neden mi anlattım?
Duyduğumuz o ki;
Çin ilaç firması Türkiye’nin ilk etapta talep ettiği bir milyon aşı için teminat istemiş.
Sağlık Bakanlığı da devasa paraların aktarıldığı iddia edilen distribütör firmayı kefil göstererek aşıların ülkemize girmesini sağlamış.
Eğer doğru ise;
Türk milleti vatanını sever.
Çin’in bize bu yaptığı işte benim Bursastore’de yaşadığımı akıllara getirdi.
Ben de Bursaspor’um adına çok üzülmüştüm o zaman. Bu da böyle bir şey.
Çin’in güvensizliğinin ülkem insanında mutsuzluk, gönül huzursuzluğu yaratması normal.
Ama kafamızı bu durumlara takmayalım.
Çünkü;
Güçlü üretici firmalar talep eden müşterisinin küçüklüğüne büyüklüğüne değil, kendini garantiye alarak mal satışı yapıyorlar.
Sağlık amaçlı ticari gelişmelerde Çin Cumhuriyeti Türkiye Cumhuriyetini tanımıyor, güvenmiyor, saymıyor algısına varıp üzülmeyelim.
Türkiye Cumhuriyeti halkıyla itibarlı güçlü bir devlettir.
Bilmem anlatabildim mi?
Saygılarımla...
İyi hafta sonları diliyorum.