Merhabalar,
Bu hafta sizlere pankreas kanseri tedavisini anlatmak istiyorum.
Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) ile tanı konulduktan sonra uzak organ yayılım ve ana damarlara tutulum yoksa tümörün cerrahi olarak çıkartılması bu hastalar için tek kür şansını oluşturmaktadır.
Pankreas başı tümörlerinde (Whipple ameliyatı) safra kesesi, ana safra kanalının bir kısmı, oniki parmak bağırsağı, midenin bir kısmı ve etraf lenf bezleri beraber çıkarılmaktadır.
Whipple ameliyatı yaklaşık 5-6 saat süren, çok sayıda organı çıkarıp tekrar diğer organlarla devamlılık sağladığımız için zor ve riskli bir operasyon.
Ancak bu agresif kanserde daha etkili bir silahımız yok.
Pankreas gövde ve kuyruk yerleşimli tümörlerde sadece bir bölümü almamız yeterli.
Whipple ameliyatına göre daha az sorun yaşayabiliyoruz.
Genelde dalağı da almamız gerekebiliyor.
Uygun tümörü olan hastalarda ameliyatlarımızı laparoskopi veya kapalı yöntemlerle yapabiliyoruz.
Daha az kesi yeri olduğu için hastalarımız daha az ağrı hissetmekte, daha erken hastaneden taburcu olabilmektedir.
Tanı anında pankreas tümörlerinin %80’i ya uzak organ yayılımı veya ana damarlarda tutulum yaptığı için bu hastalarda cerrahi girişim yapamıyoruz.
Tümörün küçülmesi için kemoterapi ve bazı hastalarda radyoterapi uygulayabiliyoruz.
Tümörü küçülen hastalarda tekrar ameliyat olma şansı olabilir.
İleri evredeki tümörlerde mevcut sarılığının düzeltilmesi, beslenme desteğinin sağlanması, ağrının azaltılması yoluyla yaşam konforunu düzeltmek amacıyla bazı girişimler uygulanabilir.
Kanserden hepimiz korkabiliriz, ama asıl korkmamız gereken geç tanı ve tedavi olmalı.