[email protected]
Milli Eğitim Bakanlığı 21 Eylül Pazartesi günü okulların açılacağını ve yüz yüze eğitim yapılacağını daha önceden duyurmuştu.
Bakanlığın ilgili duyurusuna aşağıdaki linkten ulaşıp ayrıntıları öğrenebilirsiniz.
https://www.bursaduysun.com/haber-21-eylul-de-yuz-yuze-baslayacak-egitimin-detaylari-haberimizde-okul-oncesi-ve-birinci-siniflar-6381.html
Bu duyuruyla birlikte ülkedeki bütün birinci sınıfa girecek öğrencilerin anne-babaları okulların açılmasına kitlenmiş durumda. Okul öncesi eğitim ise bir süredir yüz yüze devam ediyordu zaten.
Fakat öyle bir dönemdeyiz ki anne-babalar bırakın ilkokul heyacanını yaşamayı okulların açılacak olmasından kaygı duyuyorlar ve diken üstündeler.
Sağlıkla ilgili kaygılar ilkokul heyecanının önüne geçmiş durumda diyebiliriz.
Hazır kaygılardan bahsetmişken yazımızın asıl konusuna girebiliriz.
Okul fobisi bir başka deyişle okul reddini ele alacağım bugünkü yazımda.
İlkokul 1.sınıfa başlamak bir çocuk için her zaman için çok zordur. Çocuklarımızda okula başlayacak olmanın heyecanı ve mutluluğu da oluyor tabi.
Ama bu duygulardan ziyade karşı karşıya kaldıkları belirsizlikten ve baş edilmesi gereken çok fazla faktörden dolayı çocuklar için okula başlamak endişe, korku duygularını içeren bir olaydır.
Haklılar mı?
Evet haklılar ve böyle hissetmeleri çok doğal.
Bir an durup kendimizi düşünelim...
Çalıştığımız bir kurumdan başka bir kuruma geçerken veya yaşadığımız bir şehirden başka bir şehire taşınırken yeni bir başlangıç yapmak bizi heyecanlandırıyorken çoğu zaman da endişe vermez mi?
Biz yetişkinler bile böyle durumlarda zorlanıyorken çocuğun zorlanmamasını, hemen alışmasını beklemek hayalci bir yaklaşımdan öteye geçmez.
İlkokul, okul öncesi döneme göre birçok yönden farklılıklar barındırmaktadır.
Okul öncesi eğitime göre çocuğun çözmesi ve alışması gereken o kadar çok faktör var ki...
Sabah erken kalkmak, sesleri (eski tabiriyle harfleri) öğrenmek, okul ve sınıf kurallarına uyum sağlamak, öğretmenine uyum sağlamak, arkadaş ilişkilerini düzenlemek, ödev yapmak...
Bu koşullara rağmen çoğu çocuk uyum sürecini başarıyla atlatabiliyor.
Fakat bazı çocuklar var ki bu süreçte çok zorlandıklarını görürsünüz.
Okul onlar için korkutucu bir canavardan farksızdır. İşte bu durumu yaşayan çocuklar için artık okul fobisinden bahsedebiliriz.
Peki nedir bu okul fobisi?
Okul fobisini çocukların okula gitmek istememesi, okula gitmekten ve okulda bulunmaktan korkması olarak tanımlayabiliriz. Tabi okul fobisi olması için sadece bunlar yeterli değil.
Bu durumu yaşayan çocuklarda bazı fiziksel belirtiler de gözlemlemek mümkün. Çocuk okula gideceği zaman aynı panik ataktakine benzer kalp çarpıntısı, nefes alamama, el ve ayaklarda terleme/ soğuma gibi belirtiler görülür.
Bunların yanı sıra karın ağrısı, kusma, baş ağrısı, uykusuzluk, sık idrara gitme gibi belirtiler de ortaya çıkar.
Çocuk hafta sonu çok normaldir, hiçbir problemi yoktur ama pazar akşamı oldu mu kaygıları artmaya başlar. Okul sabahı ise bu kaygılar kontrolden çıkmış olur ve çocuğa eziyet verir.
Aslında okul fobisi ayrılık kaygısına dayanan bir kaygı bozukluğudur. O yüzden çocuk okula gideceği zaman aynı zamanda kaygı yüklü düşünceler de baş gösterir. Çocukta kötü bir şey olacağına, okulda başına kötü bir şey geleceğine dair bir inanç ortaya çıkar. Bununla birlikte o okuldayken annesinin/ babasının başına kötü bir şey geleceğinden endişe eder.
Genelde bu durumu yaşayan çocukların anne-babaları çocuklarının okula keyfi olarak gitmek istemediğini, şımarıklık yaptığını, okulunu/ öğretmenini/ arkadaşlarını beğenmediğini düşünür.
Anne-Babalar DİKKAT !!!
Okul fobisi yaşayan çocuklar sizin düşündüğünüz gibi ne şımarıklık için böyle davranıyorlar ne de arkadaşlarını sevmedikleri için...
Bu çocuklar kendileri de bu durumu yaşamak istemiyorlar ama maalesef yaşıyorlar. Kaygıları öne geçiyor ve kontrolden çıkıyor.
Bir de etraflarında duyarsız, onları anlamayan, eleştiren, korkutan yetişkinler olunca...
Çocuğun yaşadığı zahmet katlanıyor da katlanıyor.
Bir danışanım vardı okul fobisi yaşayan. Neyse ki anne- babası çok duyarlıydı ve iş birlikçiydi de çocuğun toparlanmasını sağlayabildik.
Fakat gel gör ki bu süreçte bir de anne-babaların düşmanları oluyor. Eş, dost, konu komşu derken işleri zorlaştıran bazı tipler var ki... İşte onları bu süreçte uzak tutmak gerekiyor. Kulakları tıkamak, görmemek gerekiyor. Danışanımın ebeveynleri en çokta bu konuda zorlanmışlardı.
Okul fobisinin tedavisi çok boyutlu bir tedavi planını gerektirmektedir. Tedavi zor ve uzun zaman gerektirebilir. Tedavide aile, okul, öğretmen de iş birlikçi olmalıdır.
O yüzden çocuğunuz böyle bir durum yaşıyorsa mutlaka tedavisini planlayacak bir psikolog ve psikiyatristin gözetimine girmeniz gerekmektedir.
Okullar açıldı açılacak...
Okul fobisi sadece ilkokula başlarken gördüğümüz bir durum değil. Ara sınıflardaki çocuklarda da ortaya çıkabiliyor.
Lütfen çocuklarınızı çok iyi gözlemleyin ve gerekli önlemleri alın.
Özellikle pandemi sürecinin okul fobisini tetikleyebilecek bir faktör olduğunu da aklınızdan çıkartmayın.