[email protected] |
Bilenler bilir;
Bilmeyenler de öğrensin istedim.
Yancı demek, kahvelerde oyun oynamayan ama her masanın olmazsa olmazıdır.
Yancıların belli hakları vardır.
Mesela oyuna müdahale edip karmaşa çıkarabilirler, istediklerini yiyip içebilirler.
Masanın temel taşıdırlar, masada bulunan sigaradan sormadan alıp içer, çayını kahvesini söyler.
Oyuna müdahale edip taktik ve fikrini söyler, hiç kimse kızamaz, gönül koyamaz ve dışlayamaz.
Masada ki oyuncunun acil kalkması gereken durumlarda, oyuna dahil olur ama hiçbir şekilde sorumluluğu yoktur.
Masraflara katılmaz...
En önemlisi yancı hakları kanundur, değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez…
Yancı kahvelerde önemli bir figürdür…
Kahvelerde!
Kahve alışkanlığından mı özentiden mi yoksa bir baltaya sap olamamaktan mı?
Bilemem ama gerçek hayatta da “Yancı “ vasfında birçok insan var.
Belki sigara, çay değil ama bir konuda bilgisi olmadan fikrini beyan edenler, bilgi sahibinin hakkına müdahale edip “Yancılık “ yapmayı vazife edinirler.
Yapmayın…
Her şeyi biliyormuş gibi fikir beyan eden, insanların işine karışan türkçesi her şeye burnunu sokan “Yancı“ çevrenizde mutlaka vardır.
Çok üstünde durmayın
“He… He…“ deyip geçin.
Açıklama yapmayın anlamazlar, yetinmezler, sizi her yere şikâyet eder, yağ gibi de üste çıkmaya çalışırlar…
Karşılık bulmaları mümkün olmayan bu tür yancılara kimse itibar etmez.
İşin diğer bir ilginç tarafı da yancı olmak için illa cahil olmak gerekmiyor.
Tahsilli olmanız “Yancı“ olmanıza engel değil.
Mevki, mertebe liyakat şartı da aranmıyor.
Yancılığın hakkını ver, arada "yağlamayı" unutma, aranan “Yancı“ olursun inan bana.
Diogenes, bir gün kendisine "Krala iltifat etmeyi, onu övmeyi bir öğrensen karnını mercimekle doyurmak zorunla kalmazsın" diye çıkışan Hristippus'a "Karnını mercimekle doyurmayı bir öğrensen, kralın yanlışlarını da övmek zorunda kalmazsın" der.
Saygılarımla...